KAHVE
TÜRKİYE’DE KAHVE VE ÜÇÜNCÜ NESİL KAHVECİLİK
15. yüzyılın sonları veya 16. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğunda saray içeceği olarak kullanılmaya başlanan kahve zamanla halk arasında da yaygınlaşmıştır. O zamanın Osmanlı İmparatorluğuna bağlı vilayeti Yemen’de bir çoban tarafından bulunduğu ve bir Osmanlı paşası tarafından saraya getirildiği rivayet edilen kahvenin Avrupa macerasının da Viyana Kuşatması ile başladığı öngörülmektedir.
Tüm bu süreç boyunca kahve çeşitli kavurma veya demleme teknikleriyle kendini dönüştürerek günümüze kadar ulaşmayı ve bir kültürü taşımayı başarmıştır.
TÜRK KAHVESİ
Kahvenin bilinen ilk içim şeklidir. Bu içim tekniğinde kahve çekirdeği çok ince öğütülür ve belirli bir oranda su eklenerek cezve vasıtasıyla pişirilir.
ESPRESSO
Kendine has bir öğütüm ve belirlenmiş bir basınç (9 BAR) ile demlenen bir kahve türüdür. Günümüz kahveciliğinin temelini de bu teknik oluşturmakta ve ikinci nesil kahvecilik diye anılmaktadır.
ÜÇÜNCÜ NESİL KAHVECİLİK
İkinci nesil kahveciliğin evrimleşmesiyle kahvenin etkileşim kabiliyetini sınırlandırmak ve özütünden maksimum tad alabilmek adına çeşitli ekipmanlar tasarlanmıştır. Syphon, Chemex, V60, Aeropress adıyla anılan ve demlemede kullanılan bu ekipmanlarla hazırlanan kahveler üçüncü nesil diye anılmaktadır.